TÜÖBİK'te gençlerin gelecek kaygısı ve sağlıkta özelleştirme tartışıldı
İstanbul Teknik Üniversitesi Ekonomi Kulübü'nün ev sahipliğinde gerçekleşen TÜÖBİK'te, Türkiye'de genç işsizliği, yoksulluk ve kamusal sağlık sistemi üzerine kapsamlı tartışmalar yürütüldü.

Fotoğraf: Evrensel
İstanbul — Bu sene 22'ncisi düzenlenen Türkiye Üniversite Öğrencileri Bağımsız İktisat Kongresi (TÜÖBİK), İstanbul Teknik Üniversitesi Ekonomi Kulübü'nün ev sahipliğiyle, İTÜ Maçka Kampüsü'nde yapıldı. Kongrenin son gününde ilk oturumda, eş zamanlı olarak gerçekleşen "Türkiye'de genç olmak: Eğitim, istihdam, gelecek kaygısı" ve "Kamu sağlığının geleceği: Özelleştirme, erişilebilirlik" konu başlıkları ele alındı.
"Gençlerin gelecek kaygısı her geçen gün ortaklaşıyor"
Eskişehir Osmangazi Üniversitesinden Enes Şimşek, Fatmagül Çelebi ve Alper Geçer genç işsizliğine dair yaptıkları sunumda Türkiye'de genç işsizliğinin nedenlerini ve etkilerini anlattı. Boğaziçi Üniversitesinden Didar Geyik ise neoliberal ve Marksist kriz teorilerini kıyaslayarak Çin, ABD, Türkiye ve Yunanistan'da gençlerin yaşam koşullarını kıyasladı; genişleyen ve ortaklaşan gelecek kaygısına dikkat çekti.
Marmara Üniversitesinden Betül Karasalih ise OVP'nin genç yoksulluğu üzerindeki etkilerine ilişkin bir sunum yaptı. Gençlere ayrılan çeşitli bütçe kalemlerinin yetersizliğine ilişkin veriler paylaşan Karasalih, gençlerin tasarruf politikalarından etkilenme yönlerinden söz etti.
İstanbul Üniversitesinden Barış Koç ise MESEM'lere ilişkin yaptığı sunumda gençlerin MESEM'e yönelme sebeplerini ve MESEM'lerde çalışma koşullarını anlattı. Başta yoksulluk, üniversite diplomasının zamanla değersizleşmesi gibi nedenlerle MESEM'lerin rağbet gördüğü; bu tablonun karşısında MESEM'lerin bir eğitim programından öte çocuk işçilik programı olduğu ifade edildi.
12 Eylül'den bu yana sağlık hizmetleri
Kamu Sağlığının Geleceği, Özelleştirme, Erişilebilirlik başlıklı oturum ise Bursa Teknik Üniversitesinden Emircan Demir'in "Sağlık Hizmetlerinin Sosyalleştirilmesi Hakkında Kanunun 64. yılında Türkiye'de Sağlık Sistemi" başlıklı sunumuyla başladı. 12 Eylül sonrası süreçte kanunun toplumsal yansımaları ve AKP iktidarı sürecinde bunun devamlılığı özellikle sağlıkta özelleştirmeler alanında konuşuldu.
İkinci sunumda ise Kocaeli Üniversitesinden Samet Yiğit Oğuzhan sağlığın kamusal bir hizmet olması gerektiğini öne sürerek sağlığa erişimin zorlaşmasını tartıştı. Şehir Hastaneleri üzerinden bu sağlık politikalarının bir çıktısı olarak özelleştirme ve kamu işbirliği içerisinde gerçekleşmesi konuşuldu. Neoliberal politikaların sağlıktaki çıktısının insan sağlığını temel almaktan öte kârı önceleyen bir biçimde olduğu tartışıldı.
Sunumlar sona erdikten sonra tartışmalar devletin ilaç, muayene ve sağlık hizmetlerini karşılaması gerekliliği ekseninde devam etti.
Türkiye'nin tedavi odaklı ve önleyicilikten uzak bir sağlık sistemine sahip olduğu olduğu belirtildi.
Şehir Hastanelerinin şehir merkezlerinden çok uzakta, kamu yararı için değil adeta tüketim odaklı "alışveriş merkezi" minvalinde yapıldığı üstünde duruldu. Özelleştirmelerle birlikte kamusal sağlık hizmetinin yanında sağlık çalışanları üzerindeki yüklerin de arttığı belirtildi.
Alternatif bir iktisat tartışması
Öğleden sonra ise "Orta Doğu, Bölgesel Savaş Tehdidi, Barış Olanakları" ile "Kentler için Yeniden Düşünmek: Ekoloji ve Ekonomi Politiği" oturumları gerçekleşti.
İstanbul Üniversitesinden Elif Öykü Lal Mutlu, TOKİ ve Emlak Konut'ta neoliberal dönüşümün getirdiği farklı konut anlayışının sonuçlarına ve dar gelirli kesimlerin sosyal konutlara erişiminin zorlanmasına ilişkin konuştu. Ardından ise kentlerdeki yeşil alanları korumak üzere oluşturulan kentleşme pratiklerini örnek verdi. İstanbul Teknik Üniversitesinden Sabiha Melek Tenekecioğlu ise başta kadınlara ilişkin olmak üzere kentlerde yaşanan güvenlik sorunlarını ve bu sorunu çözecek kentleşme pratiklerini tanıttı.
Yıldız Teknik Üniversitesinden Ece Aktuğ ve Seyna Karasakal savaşların ardından kentlerde toplumsal hafızanın korunmasının öneminden bahsederek başta Suriye olmak üzere Türkiye'nin ve diğer ülkelerin bölgedeki yeniden inşa faaliyetlerinin yıkıcılığına ilişkin örnekler verdi. Son olarak İstanbul Teknik Üniversitesinden Berkant Tatlı, 6 Şubat depremlerinde ardından yasal düzenlemelerle yeniden inşa faaliyetlerinin rant arayışıyla birleştiğini ve başta Cengiz, Kolin, Limak gibi şirketlerin deprem bölgesinde inşaat faaliyetlerinden beslendiğini anlattı.
Oturumların ardından kapanış forumu düzenlendi. Forumda son zamanlarda artan baskılarla düzenleme süreci gittikçe zorlaşan TÜÖBİK'in bağımsız yapısına ve öğrencilerin ısrarıyla sürdüğüne vurgu yapıldı. Alternatif bir iktisat tartışma alanının değiştirici gücüne de dikkat çekilerek kongre sonrasında üniversitelerde bu tartışmaları sürdürme yolları konuşuldu.
Kongreye katılan öğrencilerin önerileri ve eleştirileri ile kongre 23. TÜÖBİK'te toplanmak üzere sona erdirildi. (Evrensel)
Evrensel'i Takip Et